Bu makalenin içeriği sarıyer balıkçılar tartışacak. sarıyer balıkçılar’yi arıyorsanız, bu GARİPÇE KÖYÜ – Boğazın Kenarında Garip(çe) Bir Balıkçı Köyü! – Nasıl Bir Yer? Ne Yapılır? makalesinde sarıyer balıkçılar’yi keşfedelim.

sarıyer balıkçılar ile ilgili videoların özeti en ayrıntılı GARİPÇE KÖYÜ – Boğazın Kenarında Garip(çe) Bir Balıkçı Köyü! – Nasıl Bir Yer? Ne Yapılır?

Videoyu buradan görüntüleyin

Bu hometown-inn.com web sitesinde sizin için daha yararlı verilere sahip olmak için sarıyer balıkçılar dışında bilgi ekleyebilirsiniz hometown-inn.com web sitesinde, sizin için her gün yeni ve doğru bilgileri her zaman güncelliyoruz, Sizin için en iyi bilgiyi sağlama arzusuyla, İnternette bilgileri en doğru şekilde yakalayabilmenize yardımcı olur.

SEE ALSO  MUNZUR, HUZUR, SERİNLİK VE KEYİFLİ YEMEK-KAHVALTI: SAKLIKÖY | saklıköy kahvaltı hakkındaki tüm bilgiler en eksiksiz olanıdır.

Bazı açıklamalar sarıyer balıkçılar ile ilgilidir

Adını uzun zamandır duyduğum ve gidilecekler listemin başına eklediğim İstanbul Sarıyer’deki Garipçe Köyü, özellikle üçüncü köprüden sonra rağbet görmeye başladı. Bu videoda Garipçe Köyü gezimi ve açıkçası biraz hayal kırıklığına uğradığım bu küçük balıkçı köyünün güzel görüntülerini izleyebilirsiniz. Köy o kadar küçük ki ziyaret edilecek alan neredeyse yok. Sahildeki restoranlar dışında oturup denizi görebileceğiniz bir yer yok. Sahilde merdivenlerden yukarı çıktığınızda patika bir yol var oradan Garipçe Köyü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü güzel bir şekilde izleyebilirsiniz. Umarım videomuzu beğenirsiniz ve bir başka güzellik keşfi için kanalımıza abone olursunuz. #Sarıyer #Garipçe #GaripçeKöyü KANALIMIZA ÜCRETSİZ ABONE OLABİLİRSİNİZ. 👍🏻 🔔 ZİLİ AÇIN VİDEOLARIMDAN İLK HABERDAR OLSUN… Kanalımıza abone olmak için tıklayın: BİZİ SOSYAL MEDYADA TAKİP EDİN! Facebook: Instagram: Twitter: Pinterest: .

SEE ALSO  KAŞI KUMLUK BALIK LOKANTASI - İSTANBUL GARİPÇE KÖYÜ SARIYER RESTAURANT | sarıyer deki balik restoranlari ile ilgili en doğru içeriğe genel bakış

sarıyer balıkçılar konusuyla ilgili bazı fotoğraflar

GARİPÇE KÖYÜ - Boğazın Kenarında Garip(çe) Bir Balıkçı Köyü! - Nasıl Bir Yer? Ne Yapılır?
GARİPÇE KÖYÜ – Boğazın Kenarında Garip(çe) Bir Balıkçı Köyü! – Nasıl Bir Yer? Ne Yapılır?

Görüntülediğiniz GARİPÇE KÖYÜ – Boğazın Kenarında Garip(çe) Bir Balıkçı Köyü! – Nasıl Bir Yer? Ne Yapılır? içeriğini izlemenin yanı sıra, Ardından, günlük güncellemeyi hemen hemen aşağıda hometown-inn.com güncelleyen başka içeriği arayabilirsiniz

Daha fazla bilgi için burayı tıklayın

sarıyer balıkçılar ile ilgili birkaç anahtar kelime

#GARİPÇE #KÖYÜ #Boğazın #Kenarında #Garipçe #Bir #Balıkçı #Köyü #Nasıl #Bir #Yer #Yapılır.

SEE ALSO  KÖY EVİ TAZE İNCİR HASADI ve CAM KAVONOZLARDA İNCİR REÇELİ YAPIMI | misi köyevi hakkında ayrıntılı bilgi

istanbul gezilecek yerler,istanbul boğazı,sarıyer,sarıyer gezilecek yerler,sarıyer gezisi,sarıyer garipçe,sarıyer garipçe köyü,garipçe köyü kahvaltı,garipçe köyü gezilecek yerler,garipçe köyü sarıyer,garipçe köyü istanbul,garipçe köyü denize girilir mi,garipçe köy,garipçe istanbul,garipçe köyü plajı,garipçe köyü plajları,garipçe köyü sahili,garipçe köyü 3. köprü,garipçe köyü,garipçe kalesi,garipçe sarıyer,garipçe plajı,garipçe,garipçe sahili,boğaz.

GARİPÇE KÖYÜ – Boğazın Kenarında Garip(çe) Bir Balıkçı Köyü! – Nasıl Bir Yer? Ne Yapılır?.

sarıyer balıkçılar.

sarıyer balıkçılar bilgisiyle Hometown Inn ‘ın size verdiği bilgiyle, size değerli olacağını umarak daha fazla bilgiye ve yeni bilgiye sahip olmanıza yardımcı olacağını umuyoruz.. hometown-inn.com sarıyer balıkçılar hakkındaki içeriği okuduğunuz için içtenlikle teşekkür ederiz.

  1. İhsan YILDIRIM diyor ki:

    İnsanlar böyle doğanın içine atmek istediği zaman keşke neslimiz tükense de bu güzellikler bozulmasa diyorum.
    Eğer oraya Cafe ve plaj yapılırsa daha sonra otel otopark villa da yapılır. İnsan kadar parazit bir varlık görmedim.

  2. Fatih Doğan diyor ki:

    Gittik gördük hayal kırlığına uğradık çekilen yola değmez öyle harika bir doğasıda yok garipçeye gelirken katledilmiş ormanları göreceksiniz restoranlarıda pahalı puan verecek olsam 1-5 arası 2puan

  3. Başak Ayçin Dönmez diyor ki:

    Önce videonuzun şekimleri çok güzel olmuş. elinize sağlık. Ben tam bir Garipçe vurgunuydum. Garipçe'yi eşimle birlikte gezmeye çıktığımızda, Rumeli Feneri durağında inecğimize yanlışlıkla Garipçe durağında indiğimizde keşfetmiştik. 1997 yılıydı. Ben Karadeniz sahilinde denizle içiçe büyümüş birisi olarakİstanbul'da da denizle içiçe, çakıllar üzerine oturduğumda, ayaklarımın dibine kadar gelecedalgaları olan bir yer özlüyordum. Zaten otobüs durağı köy içine doğruydu. Otobüsten iner inmez karşıya baktığımda o harika manzara ile büyülendim.Burası, Trabzon'da çocukluğumu geçirdiğim Ganita koyunun tıpkısıydı. Ganita'nın doğası çoktan bozulmuştu. Oysa burası el değmemiş, bakir bir koydu. Eski bir İstanbullu ve de çok gezenti olan eşimin bile Garipçe'den haberi yoktu. Sarıyer'i, Rumeli Feneri'ni ta Rumeli Kavağı'na kadar biliyordu. Fakat Garipçe'yi bilmiyordu. Garpçe, Sarıyer ,ile Rumeli Feneri arasında adeta bir gizli cennetti. Çünkü karayolundan bakıldığında görünmüyordu.Koşar adımlarla denize doğru gittim. Yaz olduğu için ikindi geçmiş olmasına rağmen deniz kenarındaki çakıllar henüz sıcaktı. Hemen sıcak çakılların üzerine oturdum. Bir zaman hayran hayran denizi seyretmeye koyuldum. Kısa bir dinlenmeden sonra ayakkabılarımı çıkarıp denizin içinde yürümeye başladım. Zaten sahilin mesafesi kısaydı. Adeta volta atar gibi kısacık sahilboyunca defalarca gidip geldin. Dalgalar, beyaz köpüklerini ayaklarıma saldı. Adeta mest olmuştum. Hemen sağda kocaman kara bir kaya vardı. Onun yanında da eski bir sandal duruyordu. Kayanın üzerinde oturan eşimin yanına gittim. O eşsiz manzarayı biraz da kayanın üstünden seyrettim. Garipçe koyu o kadar bakirdi ki, hergün denizin dalgalarının beyaz köpükleri ile yıkanan sahildeki rengarenk çakıllar, mavi denizin üzerinde oynaşan güneşin pırıltıları en önemlisi de berrak ve masmavi deniz suyu. Ta ilerlerde bile denizin dibindeki taşlar net bir şekilde görünüyordu. O rengarenk çakılların yerinde sahile dökülmüş beton zemin üzerine dizilmiş masalar ve sandalyeler var(Ne yazık ki) O zaman sadece solda denize doğru uzanmış olan uçta bir balık restoranı vardı. Son otobüsü kaçırmak endişesiyle erken kalktık. Ne de olsa evimize gitmek için 3 vasıta değiştirecektik. O yıl ve ondan sonraki birkaç yıl hafta sonları eşimle birlikte Garipçe'ye gittik. Oturacak yer yoktu ama ben yanıma aldığım bir bez parçasını yere serip çakılların üzerinde oturuyor, bir yandan da termosa koyarak evden getirdiğim çayımı yudumluyordum. Evde yaptığım çeyrek ekmek içine salatalık ve domatesli sandviçi yerken dünyanın en keyifli saatlerini geçiriyordum.Denizin, Trabzon'dan İstanbul'a geleli unuttuğum o nemli yosun kokusunu doya doya içime çekiyordum. Evimiz çok uzakta olduğu için fazla geç kalmadan geri dönmek zorundaydık. Aradan birkaç yıl geçmişti. O yaz tam da yıllık izne çıktığım Haziran ayında ayağım kırılmıştı. Tabii ki o yaz Garipçe'ye gidemedik. Ertesi yazı iple çekmiştim. Sonunda yaz geldi, benim de ayağım iyileşmişti.Her zamanki gibi çeyrek ekmeğe sandviçimi yapmış, termosa çayımı doldurmuş, çakılların üzerinde daha rahat yürüyebilmek için çantama bir çift tokyo koymuştum. Yol bir türlü bitmiyordu. Sonunda otobüs, Garipçe köyünün tali yoluna girdi. Zaten kısacık bir yoldu. Durakta durdu. İndik.Ben sabırsızlakla denize doğru komaya başladım. Fakat o ne? Deniz yoktu. Acaba şoför bizi yanlış bir yere mi götürdü? Fakat , denize inerken sağdaki o tarihi ev oradaydı. Evet evet, burası Garipçe idi fakat deniz neredeydi. Gördüklerim benim için tam bir doğa katliamıydı. O kısacık fakat muhteşem sahile beton dökmüşlerdi. İki de restoran vardı. Deniz kenardaki berraklığını yitirmiş bulanıklaşmıştı. Dökülen betonla birlikte dalgalar engellenmişti. Denizden mis gibi iyot kokusu yerine durgun sulardan yayılan kötü koku geliyordu. Ben şaşkın şaşkın etrafa bakınırken gersonlar yanımıza yaklaşıp dil dökmeye başlamışlardı. Eşim de dışarda yemek yemeye bayılır. Benmecburiyet olmadıkça dışarda yediğim yemeğe verdiğim paraya acırım. Çünkü önüme gelen yemeği inceleye inceleye yarıdan fazlasını yemeden birakırım.Eşim, oturalım dedi. Zaten de çok yorulmuştuk. Bize gösterdikleri masalardan birine oturduk fakat masamız denizden uzaktı. O kısacık sahil şeridinde bir restoranın payına 4-5 masa düşüyordu. O masalar da doluydu. Oturduğumuz yerden denize bakmak istediğimde her defasında denize yakın masada oturan müşterilerle gözgöze geliyordum. Bu benim için çok rahatsız edici bir şeydi Çünkü onların da benimle sık sık gözgöze gelmekten rahatsız olacaklarına emindim. Denize bakmaya çalışmaktan vaz geçtim. Eşim hemen balık ısmarladı. Ye ben ne yiyeceğim? Dışarda asla balık yemem. Hem denizlerde av yasağı vardı. Muhtemelen o balıklar Norvaç'ten gelmiş buzlu balıklardı. Yeni oturduğumuzda garsona:" Yalnız çay içsek olur mu?" diye sormuştum. Cevap belli idi:"Olmaz efendim, biz restoranız." Bu defa kaşarlı tost sipariş edeyim dedim, cevap gene aynı . Tost yokmuş. Onlar restoranmış. Neyse ki patates kızartması varmış da beni kurtardı. Patate kızartmam gelinceye kadar eşim çoktan balığını ve salatasını bitirmişti. Ben de çabuk çabuk patates kızartmamı yedim. Hesabı ödyip oradan ayrıldık. Bir daha da Garipçe'ye gitmedik. İşte benim Garipçe sevdam da böylece yarım kalmış oldu.

  4. Temelodbs diyor ki:

    Cok fazla yanlış bilgi edinilmiş ben oranın mülk sahibiyim plaj yoktur tamamen işletme amaclı lokantadir.. kalede çekim serbesttir emeğiniz saygım sonsuz lakin biraz daha fazla araştırma yapılmalıdır bu durumlarda videoların devamını bekliyoruz 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.