Sirkeci Garı’ndan Münih Hauptbahnhof’a | Türkiye’den Almanya’ya göçün 60. yılı – DW Türkçe | almanya nın neyi meşhur hakkında en doğru bilgileri kapsayan

5:15 batı Türkiye değil , Türkiyenin batısı !

Ekonomik olarak yeni nesil rahat etse de dilini bilmemek kadar korkunç bi şey olamaz , almanla evlenmek hele de kültürünü kaybetmek cok acı ,daha da acı olan kendilerinin bunu farkindaliginda olmamasi

Almanlar 1. Dünya savaşı ittifakımız bizim. Türklerin kas gücü olarak 1961'de AImanlar tarafından tercih edilmesi biraz da bu geçmişe dayalı işbirliğinin sonucudur. Günümüzde ise AImanya'ya Türkiye'den kas göçü değil beyin göçü olmaktadır. Şahsen ben Türklerin İngiltere'ye, Fransa'ya vb. geçmişte savaştığımız düşman ülkelere gitmesindense Almanya'ya gitmelerini yeğlerim.

Nasıl bir hırs!!! Aynen devam ediyor aslında… KÖŞEYİ DÖNDÜNÜZ MÜ???

Dedemm zamanında keşke sende gitseydin

Trene binen Türkler ne kadar güzel giyimli ve kaliteli insanlar maalesef Almanlara hizmet etmek zorunda kalmışlar ayrıca en kötü işlerde acımasızca çalışmışlar

Alman boku topluyoruz diyorlardi…

Es war nicht die Entscheidung von Deutsche Regierung, die Türken nach Deutschland zu hollen, das war die Entscheidung von Harry S. Truman und George C. Marshall, die an den Konrad Adenauer befohlen haben. Konrad Adenauer ist auch Verwand mit Militärgouverneur Lucius Dubignon Clay, daher ist er auch Kanzler geworden. (Die höchste gesetzgebende, rechtsprechende und vollziehende Machtbefugnis und Gewalt in dem besetzen Gebiet ist in meiner Person als Oberster Befehlshaber der Alliierten Streitkräfte und als Militärgouverneur vereinigt. Die Militärregierung ist eingesetzt, um diese Gewalten unter meinem Befehl auszuüben. Alle Personen in dem besetzten Gebiet haben unverzüglich und widerspruchslos alle Befehle und Veröffentlichungen der Militärregierung zu befolgen. Gerichte der Militärregierung werden eingesetzt, um Rechtsbrecher zu verurteilen. Widerstand gegen die Alliierten Streitkräfte wird unnachsichtlich gebrochen. Andere schwere strafbare Handlungen werden schärfstens geahndet.)

kurulmuş düzenleri var yoksa hemen gelirler… bir de oralar da çok zor çok pahalı biz hiç gitmeyelim…. ulan siz var yaaaa….ah ulan ah

Keşke bizde gidebilsek

ein sehr interessanter Beitrag danke

Türkiyede e devletten soy agacımıza baktım 200 yıla yakın iki köy arasında gitmiş gelmişler dedelerimiz… Biriside çıkıp hadi yurt dışına gidiyim yada en kötüsün den istanbula yada ege akdeniz kıyılarına yerleşiyim dememiş. İç Anadolunun kahrını çekmişler ne Türkiyenin nede başka bir ülkenin sefasını sürebilmişler:(taki 2005 yılında ben bu halayı kırana dek:) 2005 yılından beri yurt dışındayım şükürler olsun bugünüme arabam evim herşeyim var. Tabiki zorlukları var neticede gurbet ama kolaylıkları zorluklarından fazla.Kesinlikle avrupanın zorluğunu 1. Ve 2.nesil çekmiş. 3. Nesil ve benim gibi evlilik yolu ile gelenler kaymagını yiyor bunu rahatlıkla söylerim.işin maddi boyutunu gectim manevi olarak bence burda insanlar türkiyedekinden daha baglılar inançlarına ve daha rahat yasıyor lar. Gecenin istedigim saatinde ailemle dışarı çıkarım yüzde doksan dokuz ihtimalde bir sorunla karşılaşmam. Çocuklarım okula gidip gelirken gözüm asla arkada digil. Türkiyede iç anadolu da bir ilçede yasayan birisi olarak rahatlıkla kaldıgım ilçeyi baz alarak söylerim ki türkiyenin çivisi çıkmış hem maddi hemde manevi inanılmaz bir çöküş var…Eger imkanım olsa ailemde bir kişi bırakmam türkiyede…

Yıl 1962 Dedem almanyaya gitmek için, başvuru yapıyor ve başvurusu kabul edilip sağlık kontrolleri geçiyor, gitmek hiç hazırlık yapıyor ve belirlenen gün geldiğinde, gitmek için yola çıkıyor. Çok büyük hayaller, umutlar, ve ailesi için daha iyi bir gelicek daha iyi bir hayat, istediği için yola çıkıyor. Arkada 23 yaşında bir eş (babaannem) 5 yaşındaki amcam ve 3 yaşındaki babamı bırakıyor. Köyünü ve bütün sevdiklerini bırakıp şehir merkezeni gitmek için köyden şehire giden bir jip’e biniyor. Yola çıktıktan bir saat sonra, çok kötü bir kazada, hayatını kaybediyor. Kederin oyunu burda başlıyor geride kalan bir eş ve 2 coçuk ufacık bir köyde yapa yanlız kalıyor 🙁
Nasıl bir yazılı kader ise dedemin ismi bana veriliyor.
Yıl 2010 yaşım 26 ve dedemin Gitmek isteyipte gidemediği, almanyaya ben gidiyorum. Bu yaşanlarları kendi babam bana bir kaç yıl önce anlatıyor.
Nasıl bir duygu bu bilemezsiniz arkadaşlar. Yaşamış oldukları okadar şileler varki. Ama babam herşeye rağmen yaşamaya değer diyor 🙁

Yorumlarda ağlayan gurbetçileri 300 Euro ya cennet ülkemizde çalışmaya bekliyoruz…işim dolayısıyla bir çok şehir gezdim ve farklı ülkelerden gurbetçilerle muhattap oldun size şunu söyleye bilirim Alman gurbetçileri kadar kendini geliştirmeyen görgüsüz ve yobazını görmedim

Alman ya olasaymiş ne yapcaklarmiş hayrey bende orada dogdum ve buydum şu an memlektimde turkiyedeyim 22 sen oldu ne mutlu vatanşmda oldum icin

Şuan 20-30 yaşlarında olan gurbetçilerin torunları yatıp kalkıp büyüklerine dua etsin. Asgari ücretle çalışanları bile türk halkının %90'ından çok çok daha iyi şartlarda Almanyada yaşıyor.

Kim ne derse desin. Zamanında Türkiye'deki şartlar daha iyi olsa kimse gitmezdi. Günümüzde de işçi alacağız deseler daha fazla insan gider hem de daha eğitimli olanlar. Milliyetçisinden solcusuna herkes daha kaliteli yaşamak ister.
Öyleydi böyleydi Almanlar kötü vs. Polemiklerine gerek yok bence. Kültür farkı var o kadar

AH DEDE AH Bİ GİTSEYDİN ALMANYAYA

Emeğin değerinin bilindiği yer 'ALMANYA'

Bu millet 200 sene de dursa Almanya'da kültüre alışmaları çok zor olur .köyden indim şehire öyle insanlardan ne beklersin

Ailemde özellikle baba tarafının çok büyük bir kısmı Almanyada yaşıyor. Hiçbirinin ne maddi ne manevi sıkıntı çektiklerini ne gördüm ne duydum. Üstelik çok da ketumlar. Öylesine ee oralar nasıl diye sorulunca hemen çok zorluk çekiyoruz burda yok şöyle eziyolar bizi gibi şeyler diyorlar. Ben kuzenlerimle (yani 3.jenerasyonla) konuştuğumda hiçbir sıkıntı çekmediklerini maddi olarak çok iyi olduklarını söylüyorlar. Sanırım Almanyada yaşayan Türklerde aşağılık kompleksi var. Türkiye bu haldeyken orada yaşıyor olmak akrabalarına karşı onlarda bir utanç duygusu oluşturuyor sanırım ve yalan söylüyorlar. 3. jenerasyon yani orada doğmuş olan (yorumlarda da herkesin şımarık olduklarını söylediği) Türkler de, sadece almanyada doğmuş olmayı başarıları olarak görüyorlar, türkiyedeki herkese ve her şeye üstten bakıyorlar. Bir de video ilgimi çeken bir detay vardı. Giden işçilerin hep en ağır en kötü işlerde çalıştırıldığı söylenmiş. O zaman giden işçiler beyin cerrahı mıydı ? Burada ne iş yapıyorları da oraya gidince yaptıkları iş "ağır ve pis iş" oldu ? Aynı şey Türkiyedeki afgan suriyeli işçiler için de geçerli. Türkiyeye çalışmaya gelen afganlar, kendi ülkerinde de vasıfsız insanlar zaten.

Türbanlı hatuna bak… neredeyse aksansız almanca konuşuyor.. TR ye gelse vur beline Tokat aksanının… arpça okumayı öğrendin de bi Türkçe konuşmayı öğrenemedin !!