Bursa'daki define kazısında şok video ortaya çıktı | Yeni güncellenen bozüyük nereye bağlı ile ilgili içeriği kapsar

Hayal ürünü demeyin böyle şeylere hayatin gerçeği bunlar yer altında neler neler var sadece biz yasamadik bu yeryüzünde asırlar önce yasayanlari da bir düşünün derim

Salaklar. Lazın lafınakanarsanız böyle olur

Heyecan verici

artvinli kesin anlatan:)

gazdan kafa gitmis adamin:))

Vallahi bende inanmazdım ama dedikleri gerçek ben iran azerisiyim önceden iaranda olduğumda bizim şehrin yakınlarında hoy diye bi köy vardı ve iranın en eski yerlerinden olur hoy köyü binlerce yıllık yapıların parçaları bulunur hoy un en ünlü özel yanı hoy da bisürü hazine bulunduğu ve hoy a en yakın şehir olan aynı zamanda eskiden yaşadığım şehir olan erdebil şehrindeki insanlar hoy a gidip kazı yaparlardı ve buda bi meslek olmuştu resmen çünkü çoğu kazıcı en az 1 kere bi hazıne bulurdu şanslı olduysa ama bu kazıcılarin sayısı çok falzla değildi neden derseniz çünkü kaç kazıcı hazine bulduktan sonra başına çok kötü şeyler üst üste gelirdi ve bazı kazıcılar da hazine yerlerinde tuhaf sesler şeyler duyduklarını söylerlerdi benim o zamanlar abim de kazıcıydı ve bu şeylere inanmazdı bana bu lafların hepsi hurafe derdi sonra yıllar sonra ben büyüdüğümde 16 yaşıma geldiğimde abim dedi ki artık yaşın geldi gel benimle hazine bulmaya çalışak bende seve seve kabul ettim zaten hep o anın gelmesini bekliyodum sonra biz gidip bağzı belli yerleri kazardık neden belli dedim derseniz çünkü hoy da bi haddam dede diye çok yaşlı bi adam vardı o kazıcılara para karşılığında eski haritalar satardı ve o haritaların çoğu gerçek hazinelere götürürdü ama haritalar çok karmaşık ve anlaşılmazdı yani haritadaki yeri bulmak baya bi zaman alırdı yıllarca belkide bu arada o haritaları da nerden bulurdu şimdi bile bilmiyorum bize benim elçilerim getirir derdi elçi dediği de insan mağnasında değil ama yalan mı gerçek mi bilemem bide haddam dede baya bi yaşlıydı çok yaşlı yaşını bilmiyorum yada şimdi hayattamı değil mi ama bi 95 üstü vardi ozamanlar yşı çok da garip konuşurdu eski yerli hoy dili azeri türküsüne benzer ama çok daha kalın ve sığı bi dil ki anlaşılması rahat değildi dediklerinin ama harita verdiğinde hep bi kelimeyi ya söylerdi ya söylemezdi çok eski olduğu için hafızamda değil kelime ama anlamı bu haritadaki hazine tılsımlı olduğuydu biri ondan harita olmadan önce bu harita o kelimesi var mı diye sorardı eyer he deseydi ozaman başkasını ver derlerdi ama benim abim bi gün benle aylarca teysesiyle halı örerek biriktirdiği parayı haddam dededen benimle harita almaya gittik ve dede bi harita vererek o kelimeyi söyledi yani hazine tehlikeliydi abim de inanmadığı için haritayı aldı ve kaç ay kuzenim ben abim haritayı çözmeye çalıştık bende ozamanlar 16 yaşımda değildim artık büyümüştüm 19 yaşımdaydım ve sonunda kaç ay sonra haritadaki gösteren yeri bulduk ve kimsenin bizi görmemesi için gece 1 de yola çıktık erdebilden hoy a eşekle 3 saat falan sürdü hatırladığım kadarıyla sonra fenerin ışığıyla çöl deki haritadaki yeri bulmaya çalıştık bide göz gözü görmüyodu okadar karanlık di gece 4 falan idi sadece fenrin sönük işığı vardı oda bitmek üzereydi küdü sonra 2 saat falan sonra gördük bi yarım taş parçası yarısı yerin içinde üstünde de haritada gösteren megsedin alameti vardı bi iki başlı terazıye benziyodu senbol biz o an havalara üçtük öyle sevindik ki hatırladıkça içim parçalanıyor çünkü sonrası pek hoş olmadı abim önce eski küreyle taşın önünü bihayli kazdı ve birşey çıkmadı ve sonra dedi ki belki taşın içinde yada aşağısında ve çekicini torbadan çıkarıp geme gibi tüm gücüyle taşa vurdu bide abim çok iri biriydi hem güçlü hem iyi bende ozamanlar uzun bi ağaç kömeyi gibiydim hıhı herneyse sonra taş ikiye yada tam hatırlmadım üçe falan yarıldı ve birin ben diyerin ise kuzenimiz açmaya çalıştı ama nafile olmadı kaya sağlamdı ve yarısı yerin dibindeydi herneyse bin bir uğraşla kayayı sökmeyi başardık ve bide o aralarda da kuzenim çok feci şekilde kolunu kayaya sürterek kesik açtı kesik derken yara mağnasında okadarda ciddi değildi herneyse sonra altındaki toprağı abim kazmaya başladı kazdı kazdı ve bi kilden yapılmış üstü eski yazı dolu düz bi zemine ulaştı ve biz ikinci kez yine havalara uçtuk ki hazineyi bulduk diye sonra abim düz kill zemini kırdı ve içinde bi totem gibi tahta mı taşmı tam bilmiyorum bi şey buldu ama belliydi ki çok bi para etmezdi sadece antik diye satarız diye kenara koydu abim sonra içindeki taşlı toprağı eliyle kazmaya başladı kürek kulansaydı değerli bişeyi bozabilirdi biraz kazdıktan sonra ne oldu ve kaç tane gümüş antik sikke bulduk o anda resmen mutluluk göz yaşı döküyoduk ve yine kazmaya başladıkça gümüş sikkeler çıkmaya başlıyordu ve hepsini torbaya dolduruyoduk sonunda sikkeler bitti ve biraz kazdıltan sonra asıl hazıneyi bulduk çok çok eski bir altın üstü değerli taşlarla süslenmiş bi el kadar heykel üç gözlü bi iblis gibiydi çok tuhaftı ama belliydi ki çok çok değerliydi bide bulduğumuzda üstü çok kirliydi ne olduğu belli değildi tırnaklamız ile kazıdığımızda belli oldu ve o an artık biz kendimizi kıral gibi hissediyorduk sonra 10 dakka falan kazdıktan sonra bişey bulmayınca dönmeye karar verdik ve onda hava yavaş yavaş açılmaya başlıyodu o zifiri karanlık bitmeye o on olan oldu ve kuzenim sesi titreyerek parmağın yan tarafa tutarak ona bakin kim o dedi bizde baktık ve çok kısa uzakta kahverengi bi varlık gördük çok çok korkunçtu ve insana benzemiyodu yüzü ise uzaktan sanki burnu güzük tek gözlü tamamen siyah gözlü ağızı ise kapalı uzun idi boynu ise yok gibiysi başı ve bedeni bir gibi biz o an kuruduk ve bi kaç saniye sonra abim haykırarak koşmaya başladı ve ne gördük diyer tarafta ondan bitene daha sanki ikiz gibiylerdi ve aynı açıda durmuşlardı bizde koşarak eşeklerimizin yanına giderek gittik ve kurumuş bi şekilde eve döndük eve döndüğümüzde abim sıcakta gece gece çok çalıştık ondan olmalı bende abi hepimiz aynı şeyi göremeyiz dedim oda bişey demedi ve bu konuyu birakmamızı söyledi sonrasında sabahısı bizim hazineciye gittik ve bulduklarımızı satmaya giderken abim torbayı açtığımda sadece gümüş sikkeler vardi bende sordum nerde heykel diye oda o çok değerli ve çok güzel bişey burada az paraya satsam razı olmam dedi ve sadece gümüşleri satarak güzel bi para kazandık ama söyliyim hazineci onları ilegal yoldan aldığı için değerinin çok altında bize para verdi ama yine oda fazlaydi bize sonrasında biz babaanemde ailecek yaşardık ev çok büyüktü ve eski çok eski şimdi rahat 180 yıl yaşı var evin ve halen aylede çok sayıda kişi orada yaşar ama babaanem çok uzun yıllar önce ölmüş rahmetli neyse sonra kaç gün sonra bağızıları evden sesler falan duyduğunu söyledi çocuklar ise sürekli ağlıyorlardı bişeyden korkuyor gibiydi evde bi şumluk vardı sanki sonra babaanem evimize büyü yapmışlar diye kendi eski tılsımların eski sandığından çıkarıp evin çok yerine sakladı asdı ve koydu sonrasında vallahi tüm tuhaf sesler işler hepsi bitti abim ve bende çok şaşırdık öncesinde abim böyle şeylere inanmazdı ama sonra bu olaydan sonra inanmaya başladı demem o ki ön yargılı olmayın bizimde bu dünyada çok fazla şeyler var ki inanmıyorum ki bunların da bilimsel bi açıklması var ama henüz bilmiyoruz mesela cinler başka boyuttan varlıklar olabilirler ve büyülerde bi kanun gibi farklı bi boyutun bize uyarlanması

Xd egzoz gazini bi boruyla disari ataydiniz iyidi xd

Ne rengi adı adam sen gibi kolpacilarin yüzünde olan ölene oldu

Dolar 5.83 müş

Zehirlenmissiniz halilasyon gormusunuz